Dionysos ve evlâtları
Gusto Dergisi – Sayı 120 – Ağustos 2011 – Mehmet Yalçın
İzmirli şarap devi Sevilen’in Ege’nin şarap tarihiyle ilgili mükemmel bir eser yayınlatması ile yönetim kurulu üyesi Rasim Güner’i kaybetmesi, talihsiz bir zamanlama ile aynı günlere denk geldi. Beklenmedik vefat, anlayanlara mesajlarla da yüklüydü.
Büyük boyutlu kuşe kitabın kâğıdı ipeksi tuşesiyle insanın elini okşarken, içindeki bazı satırlar da adeta insanın zihnini okşuyordu: “Şarap ruhu nemlendirir ve hafifletir, teskin ederek dinlendirir. İnsanı neşelendirir ve ölmek üzere olan yaşam ateşini fitiller. Eğer makûl miktarlarda ve her seferinde az miktarda içersek, şarap sabah şebnemlerinin en tatlısı gibi ciğerlerimize dolar…”
Antik çağın büyük filozoflarından Sokrates’in bu güzel sözlerini, ne yalan söylemeli hiç duymamıştım. Yazarımız Nedim Atilla’nın ansiklopedi boyundaki Batı Anadolu Şarap Kültürü kitabından öğrendim.
Geçen yıl yazı ailemize katılırken sayfalarımızda yer verdiğimiz portresine “Medyadaki İyonyalı” başlığını attığımız Nedim Atilla, şarap tanrısı Dionysos’un Anadolu’nun batısındaki izlerini koca bir kitap boyunca sürüyor. Yakası açılmadık alıntılar yapıyor, anlattıklarını güçlendirmek için sayfalara devasa resimler yerleştiriyor, yıkılmış eserlerin bile çizimlerine yer veriyor. Bırakın sonuna gelmeyi, daha kitabın ortalarında “Biz nerelerde, nasıl bir mirasın üzerinde yaşıyoruz!” diye ürpermeden edemiyorsunuz.
Yeme içme kadar arkeolojiye de tutkun olan ve bu uğurda yıllar süren kazılara bile katılan sevgili Nedim, bu hacimli eserin işaretini aslında Nisan ayının Gusto’sunda vermişti. Berlin’deki Turizm Fuarı’ndan kaleme aldığı izlenimlerine, “Dionysos olmadan Türk şarabı tanıtılır mı?” diye başlık atarak, tarihî miraslarına sahip çıkmayan şarapçılarımızı eleştirmişti… Ama sonunda ortaya öyle bir eser koydu ki, hiçbir şarap üreticimize artık kaytarma fırsatı bırakmadı.
Nedim Atilla’nın Eylül ayında piyasaya bolca verilecek kitabı elimize gelir gelmez “Bravo!” dedirtirken, taze mürekkep kokan kitabın keyfini burukluğa dönüştüren acı bir haber de aynı günlerde geldi: Sponsorluk desteğiyle böyle maliyetli ve hacimli bir kitabın yayınlanmasını sağlayan Sevilen firması, kapağında da ismi olan kitabın tadını çıkaramadan bir vefatla sarsıldı. Firmanın bağlardan sorumlu yönetim kurulu üyesi Rasim Güner, genç yaşta geçirdiği kalp kriziyle aramızdan ayrıldı. 47 yaşındaki Güner’in Denizli’nin Güney ilçesindeki bağları denetlerken vefatı, anlayana çok da şey söylüyordu…
Şarapseverler, kadehlerindeki şarapların rengine bakar, koklar, onları yudumlar ve bir dolu da yorum yaparken, şarabın “el emeği, göz nuru’ bir ürün olduğunu bazen unutabiliyorlar. Oysa her bir yudumun ardında özellikle bağlarda verilen muazzam bir savaş yatıyor. Çapalama, tele sarma, yaprak budama, salkım budama, ot ayıklama, ilaçlama, gerektiğinde sulama, hasat… Bir an bile bağdan uzaklaşamayarak bütün bunları aralıksız yürüten bağcıların emeği olmasa, o lezzetli yudum da olmuyor. Güner, işte o isimsiz kahramanlardandı. Hep iri elleri ve kocaman çizmeleriyle hatırlayacağım tutkulu bir toprak adamı olan Güner’in bağda, işinin başında vefatı, şarap üreticilerini insanları alkollü içkilerle sarhoş edip vurgun vurmaya çalışan karanlık kişiler gibi görmek ve göstermek
isteyenlere de, adeta bir mesaj oldu.
Koca bir kitap dolusu anlatılan o keyif ve mutluluk tanrısı Dionysos, yanına gelen bu sadık evlâdına iyi bakar umarız…
Siz de fikrinizi belirtin